Burnun içinde yan duvarlara yerleşmiş olan konkalar soluduğumuz havanın ısıtılmasını, nemlendirilmesini ve filtre edilmesini sağlayan yapılardır. Konkalar burnun iç duvarlarının her iki tarafında üçer adet bulunurlar ve burun içindeki konumlarına göre üst, orta ve alt konka olarak isimlendirilirler. Konkalar yumuşak doku ve kemik olarak iki kısımdan oluşmuşlardır ve hastalıkları genellikle bu iki kısımdaki büyüme ve/veya yapısal-gelişimsel anormallikler nedeniyle meydana gelmektedir. Sorunlar genellikle alt konkada daha sıklıkla da orta konkada meydana gelmektedir.
Alt konka büyümesi burunda solunum sıkıntısı yapan en önemli hastalıklardan birisidir. Alerji büyüme sebepleri içinde ilk sırada yer alır, septum deviasyonu (burun orta bölmesi eğriliği) olan kişilerde ise eğriliğin ters tarafındaki burun boşluğu daha geniş olduğundan, bu taraftaki konka bu genişliği daraltmak ve hassas solunum dinamiklerini korumak için büyüme gösterir ve buna kompansatuar büyüme denir. Bunların dışında gebelik, doğum kontrol hapları, tiroid bezinin az çalışması, sigara, oksimetozolin içeren burun damlalarını sürekli kullanmak, bazı kronik granülomatoz hastalıklar da konka büyümesine neden olurlar.
Orta konka ile ilgili olarak en sık karşılaşılan anormallik “konka bülloza” adı verilen konkanın kemik yapısının içinde hava olması durumudur. Burun içi sinüslerini oluşturan hava keseciklerinden birinin orta konka kemik yapısı içinde oluşması nedeniyle meydana gelir. Çok küçük ve önemsiz olabileceği gibi burun pasajını ileri derecede daraltacak seviyede büyük de olabilmektedirler. Orta konkanın ayrıca paradoks orta konka (ters eğimli orta konka) gibi doğuştan şekil anormallikleri mevcut olup kimi zaman klinik ve cerrahi önem taşırlar.
Alt konka büyümesinin tanısı için muayene yeterlidir. Muayenenin mutlaka konkanın tamamını görecek şekilde endoskopik olarak yapılması gerekir. Orta konkanın endoskopik muayenesi yanında bilgisayarlı tomografi ile görüntülenmesi tanıyı güçlendirir.
Alt konka büyümelerinin tedavisinde pek çok teknik tanımlanmıştır. Tedavi yöntemleri içinde radyofrekans, koterizasyon, laser gibi yöntemler uygulaması kolay ve iyileşme süreci hasta açısından sorunsuz yöntemlerdir ancak bu yöntemlerin en büyük dezavantajı konkaların tekrar büyümesidir. Kesi yöntemleri ile yapılan kısmı küçültme tekniklerinde ise uygulamanın daha zor, iyileşme döneminin uzun olmasına karşın hastalar çok uzun yıllar sorun yaşamamaktadırlar.
Konka cerrahisinde tedavi yöntemleri ile sonuçlarını ve birbirlerine olan üstünlüklerini gösteren bilimsel çalışmam, 2003 yılında dünyada saygınlığı çok yüksek olan bir bilimsel dergide yayınlanarak, geçen yıllar içinde dünya literatürüne ciddi katkı sağlamıştır.
(Şapçı T et al. Comparison of the effects of radiofrequency tissue ablation CO2 laser ablation and partial turbinectomy applications on nasal mucociliary functions. Laryngoscope 2003;113:514-519.)